Mesele, giderken ardında yokluğunda hüznü yaşayan buğulu gözler, müteessir yürekler bırakmaktı...
Kış geliyor buralara yavaş yavaş. Pencere önlerinde çay vaktidir. Hasretle bakılır yağmur çiseleyen sokaklara, uzaklara süzülür gözler buğulu camlardan. Bardağa dem, yüreğe gam vurma mevsimidir artık... - İnan Durak Taş
Canımın içi; sevmek buğulu camlara ismini yazmak değil, o zeytin karası gözlerinde, sonsuzluğa bakmak, ellerini hiç bırakmamak...
Ben hâlâ, buğulu cam görünce adını yazıyorum sevdiceğim...
Hani soğuk bir kış günü camdan dışarı bakarken, önce nefesinle buğulu bir alan yapar, sonra da sevdiğinin adını yazarsın ya, bir kaç dakika sonra silinmiş gibi görünür. Tekrar nefesini üflediğin de, yazdığın isim ortaya çıkar, sadece görünmez olmuştur. İste ben senin adını kalbime bu şekilde yazdım. Her nefes alıp verişim de adın kalbim de yeniden beliriyor.
Hafif yağmurlu ve buğulu bir pencereden bakıyorum hayata şu aralar. Artık hayatımda neyin eksik olduğunu düşünmüyorum. Çünkü biliyorum, şu hayatta tek eksin olan "ben"im.
Gülmeyi bilmedi hiç buğulu gözler...
Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna, buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz... - Faruk Nafiz Çamlıbel
Toprak endişeli, gökler buğulu... Zamanı unutuyor insanoğlu... - Ümit Yaşar Oğuzcan
Buğulu pencereleri elimle silip uzaklara dalmayı özlediğimdendir. Kendi içimde kendime yer kalmamıştır gecenin bir vakti... - La Edri
Taksın şimdi hüznün şallarını şiirler, aksınlar buğulu yüreklere... Çünkü Eylül'e hüzün değildir, şiirdir en çok yakışan... - Vahap Osmanlı
Cennet ile cehennem arasında, ufacık bir odanın dört duvarında, buğulu camlara adını yazamadığım bütün Dostlara selam olsun...
Özlemin tarifini anlatabilir misin? Dokundun mu buğulu camlara, ardında elimin olduğunu hayal ederek?
Beyaz, beyazdı bulutlar. Gölgeler buğulu, derin; Ah o hiç dinmeyen rüzgâr ve uykusu çiçeklerin. Kim bilir şimdi nerdesin, senindir yine akşamlar, merdivende ayak sesin, rıhtım taşında gölgen var... - Ahmet Hamdi Tanpınar
Buğulu bir camın ardından İstanbul'u seyretmek gibi sana bakmak, ardında dört mevsim, kalabalıkların yorgunluğu ve küçük bir çocuğun salçalı ekmek mutluluğu var. - Ufuk Altıyaprak
Buğulu bir camın ardından İstanbul'a kulak vermek gibi seni dinlemek, ardında ıslanmış kaldırım taşları, sırılsıklam olmuş insanlar ve iki sevgilinin huzuru var. - Ufuk Altıyaprak
Uzaklara süzülür gözler buğulu camlardan... Bardağa dem, yüreğe gam vurma mevsimidir artık... - İnan Durak Taş
Mesela anlatacak olsaydım seni kaybetmeyi şöyle derdim. Bi nisan sabahı buğulu cama adını yazıp çıktım. Gece geldiğimde camdaki buğu gitmişti. Sabah uyandığımda cam yine buğuluydu ve adının yanında başka bir isim yazıyordu. Ve o isim bana ait değildi...
Ölmüş sait. Deniz mavisinden erken, bunca sevgiden sonra, ölmüş annesini öperken. Ölmüş eli ayağı uzak, camların üstü buğu ölmüş çocuklar izin vermeden, yüzünde sarışın çocukluğu... - Fazıl Hüsnü Dağlarca
Alıcısı olmayan sıcak ekmek gibi camda buğu yapmaktan öteye varamıyorduk. Bayat duygular taze ölüler getiriyordu...
Ağacın özgürlüğü, toprağı kadardır. Çay, koyduğun bardakta soğur, nefesin camda buğu yapar. Musluktan akan sıcak su elini yakar...
İç ürperten sesin her gece odama dolar. Bir buğu yükselircesine göğe kadehten. Nasıl başım döner nasıl mest olurum bilsen, ağlarım, saçlarında gün doğuncaya kadar... - Ümit Yaşar Oğuzcan
Ben hep bir şarkının ellerindeydim diye fısıldadı başak, bu yüzden aranıza karışamadım. Fısıltısı camda şekilsiz bir buğu olarak kaldı...
Nedir bu çılgın içtenlik onun bakışında? Kırılgan ruhun susan çığlığı? Onun içsel ağıdı neden hep buğu gözlerinde? - Nilgün Marmara
Toprağın dilsiz neminden bana ulaşan buğu biliyor, O gece ölebilirdim seninle. Ormanın karanlık şarkısı büyürken... - Bejan Matur
Kaç yaşındayım bilmiyorum, karşıma çıktığın gün doğdum işte. Gerisini sen hesapla artık, yaşım; seni yaşamışlığım kadardır benim. Senden sonra ayağımın izi göründü çamurda, senden sonra nefesim buğu vermeye başladı camlarda... - Didem Madak
Ne yapayım, değişemiyorum, değişime! Bir inat değil ki bu haşa, aksine ihtişamlı bir rüya. Buğu tadında ama, aynı zamanda da üzüm kadar da tatlı! - Meral Meri
Senin manzaran bütün evlerden daha güzel ama camın buğulu güzelim...
Ben senin en çok sesini sevdim. buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi... - Ümit Yaşar Oğuzcan
Çocukken; gördüğüm her buğulu cama kalp çizerken mutlu olurdum, aşkı bilmezdim...
Sevdiğimizin gülüşünü fotoğraflardan izliyoruz, film seyredercesine, çay koyar gibi, buğulu pencereyi açar gibi...
Bu geceyi bağırtan ben değilim. Bu geceyi, bu bir yürek gibi buğulu, bu uğultulu yangın gecesini, rezil rezil bağırtan ben değilim... - Attila İlhan
Gözlerin buğulu bakmak ekrana... Anlatamazsın, anlayamazlar...
Buğulu aynalardan izliyorum hayatı...
Gözlerim mi buğulu? Gökyüzü mü sisli?
İnsanın gözlerine iyi bakın, hep kırıktır, hep buruk ve hep buğulu...
Bazı parçalar buğulu, hatırlayamıyorum. Eksik bir şeyler var ve ben tamamlayamıyorum...
Bazen buğulu gözlerim anlatmak ister çoğu şeyi boğazıma saplanan kelimeler iç çekiş olarak çıkar o an. Ve ne güç görünenden daha kötü bir vaziyettedir. Benim anlatıcak kelimem kalmamış aslında.
Yaşamak gecenin tüm karanlığına rağmen buğulu bir cama güneşi çizebilmektir, yaşamak direnmektir. - Alfred Tennyson
Sen buğulu bir camın ardından izlediğim hayatın yarısısın. Sen sağanakla gelen sabahlarda çok eski; çok eski bir şarkının adısın... - Yılmaz Odabaşı
Uzun kış gecelerinde yalnızsan eğer; Ben senden uzak bir yerlerdeysem, buğulu cama yazıver adımı. Rüzgarlara söyle şarkılarımı, bakarsın duyarım. Bakarsın geliveririm. Apansız... - Turgut Önal
Bir gecenin dibi iken sabah, buğulu bir yürek izi gibidir...
Duyulası bir sesin var. Buğulu, özlemli, sevgi dolu...
Seni özleyerek yaşlanmak da güzeldi. Çünkü sen buğulu bir camın ardından izlediğim hayatın yarısısın. Sen sağanakla gelen sabahlarda çok eski, çok eski bir şarkının adısın... - Yılmaz Odabaşı
Cam buğusu ne kalem ister ne defter. Yazmaya da silmeye de bir nefes yeter.
Sabah olmak her gece kolay mı sanırsınız? Bulutları dağıtıp güneş olarak doğmak, Denizle gök arasında çiy yorgunu şehre kurşun kubbeleri buğulu minareleri ıslak, soğuk bir trenden inmiştiniz... Yalnızdınız bilmem kaçıncı defadır yine yanılmıştınız... - Attila İlhan
Dostun yüzü can aynasıdır. Hohlayıp, puflayıp onu buğulandırma! Sonra ayna seni göstermez olur. Toprak, dostu olan bahara kavuşunca coşar ve çiçekler açar. Sen topraktan daha aşağı değilsin. Öyleyse dost kıymeti bil!
Geldi içime oturdu. Hay Allah seni şiir etsin!
İçimden bir ses diyor ki; anca içinden dersin!
Buğulu bir cam gibiyim senin hayatında.
Buğulu camlardaki sözler gibisin. Yani nefesim olmadan bir hiçsin. - İlhan Berk
Selası verilmemiş ölülerim var benim. Bir de selası verildiği halde ölmeyenlerim
O bir gün, yuvalanmış sanki içinizde. Buğulu cam tıpkı, hiçbir şey görünmüyor. Besbelli dışınızdan bakıyor. - Edip Cansever
Ben seni unutmak için sevseydim, sana olan tutkunluğumu kalbime değil güneş çıktığı zaman kaybolan buğulu camlara yazardım.
Yağan yağmurlarda ismini yazdım buğulu camlara göz bebeklerimde hayalini izledim sessizce ve aklımdan gitmedi ihanetinin bedeli sensiz gecelerimde lanetim sana.
Buğulu Gecelerin Delikanlı Aşığıyım, Sadece Sana Aşığım Sadece Sana Bağlıyım.
Her yeri buğulu olan bu dünyadaki en net şeysin aşkım...
Sanki içimde biri hüngür hüngür ağlamış ve her yeri buğu kaplamış...
Bir şeylerin pürüzüyüm. Her şey dışarıdan çok net ama içerideki cam, gözyaşımdan buğu olmuş.
Zamanı tüketirken, kimseyi anlayamıyorsun. Çünkü kimse anlatmıyor içindekini, göstermiyor yüzünü. Kirli ruhlar arınır mı bilmem, ama ellerimle silebilirim camdaki buğuyu...
Kışın giyilen kazaklar, evlerin sobası yanan odasındaki muhabbet, kar geliyor mu diye günde beş defa bakılan hava durumları, cepte üşüyen eller, soğuğa karşı dirayet, gökte gri bulutlar, üşüyerek uyanmak, camdaki o buğu...
Sensizlik şimdi buğulu bir cam gibi...
Çay içer misin diyen insanlar değilde. Demlik ile çayı önünüze koyan insanlar biriktirin çocukluktan kalma kumbaranıza.. Çay içen insanlardan zarar gelmez. Demlik demlik çay içen insan görürseniz hele, bağdaş kurun buğu tutmuş yüreğinin yanına.
Gözlerinin buğusu muydu gerçeği görmemi engelleyen yoksa teninin kokusundaki esrar mıydı beni hayal alemine gönderen? - Pink French
Öyle bir yerde olmalıyım, öyle bir yerde olmalıyım ki, ne karpuz kabuğu gibi, ne ışık, ne sis, ne buğu gibi. İnsan gibi... - Orhan Veli Kanık
Saklasam kafamı diyorum, bir buğu kaplasa yine camın her yerini ve her hatanda, bilhassa en bilerek yaptıkların, hesapsız ve bencilce. Doğrultuyorum kendimi, duruluyor fırtına ve ardından sığamıyor göğe güneş. Baştan başlıyorum...
Pencerenin devirdiği bütün bir kışın hikayesi bundan ibaretmiş gibi görünür.Buğu soğuğu, demir parmaklıklar fesleğeni anlatır sonra...
Karla karışık yağmur, karla karışık, kârla çarpıyorum. Eşittir yoksunluk. Aslında hiç yoksundur ve işte bu yoğunluk gözlerindeki buğu...
Demlensin çay. Buğu buğu, Üstünde tütsün huzur, Cümle güzelliğinle, Karşımda öylece dur, İçtiğin bardakta, Dudak payın olayım... - Emir Toprak
Ve güneş vurunca topraktan yükselen buğu doldursun diye yerle gök arasındaki boşluğu; en masum sevgiye eklediğim sensin... - Abdürrahim Karakoç
Neden, neden alnındaki yıkkınlık, bakışlarındaki öldüren buğu? Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri. Nasıl da almış aklımı, Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan, Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına. Bu, ne ayıp, ne de yasak, Öylece bir gerçek, kendi halinde, Belki, yaşamama sebep. - Ahmed Arif
Fakat bilinir, sisli havalar, buhranın odanın camında buğu yaptığı günler, havanın boktanlığı insanı hüzne hapis etmez. bir insan bir insanı ancak hüzne hapis eder...
Gözlerimin önünde bir buğu. Bana kendimi bile göstermiyor. Bana hayatı göstermiyor. Bana güneşi göstermiyor. Öyle itiyor karanlığa ve karanlıkta uzanamıyor ellerim, kimseye tutunamıyor...
Daha çok şiirler yazacaktım sana, üstelik hepsi de hazırdı. Bir köşeye notlar felan, sonra ne mi oldu? Onlar bile beni değil, camların buğusundaki seni seçtiler. Sen gibi kaybolmak için. Yani şu kış ölümleri kıskandırıyor bizleri. Gel beraber ölelim diyor... - Meral Meri
İçinden doğru sevdim seni. Bakışlarından doğru sevdim de. Ağzındaki ıslaklığın buğusundan. Sesini yapan sözcüklerden sevdim bir de. Beni sevdiğin gibi sevdim seni. - Edip Cansever
Buğulanmış camın buğusunu silerek, dışarıda ki güzelliği daha da berrak görmeye çalışmam nafile. Onun güzelliği camın buğusunda saklı... - Mehmet Deveci
Ölü mavi bir kelebeğim. Kuruttum kanatlarımı. Mavi bir bilyenin göbeğini öptüm. Her dehlize girdim, her sırra erdim. Çocuklar gibi ölmeyi bilmeden öldüm. - Didem Madak
Benzer Sayfalar :